Evlerimizi şekillendirirken, değiştirirken ve yuva
sıcaklığını sağlamaya çalışırken birçok amaç gözetiyoruz. Karakterimizi kısmen
de olsa yansıtmalarını, ev içindeki aktivitelerimizi ve yaşantımızı
kolaylaştırmalarını, bir kısım beklentilerimizi karşılamasını istiyoruz. Çünkü
yoğun, tempolu ve hatta daha çok vakit geçirdiğimiz bu dönemde evimizde, her şeyden
önce, fiziksel ve ruhsal rahatlığı bulmak önceliklerimiz arasında yer alıyor.
İyi tasarlanmış, kusursuz görünümde birçok ev görüyoruz tasarım
stüdyolarının projelerinde, dergilerde, bloglarda ancak misafirperver veya
davetkar olmaktan çok uzak olan ve enerjileri içimizin bir türlü ısınmasına izin
vermeyen. Bazı evler görürüz, daha mütevazı ve ilk bakışta daha az etkileyici
detaylara sahip olmalarına rağmen bizi huzur dolu sıcaklığı ile hemen sarıp
sarmalar. İşte stil, özgünlük ve yaratıcılık bir evde ilham verici nitelikler
olsa da esas olan bazen sadece keyif almaya yönelik oluşturulan samimiyet duygusunun
evi kuşatıp sarmasıdır.
Fotoğraflar : coolstays
Ne yazık ki sıcak, samimi ve konforlu bir ev yaratmanın
özel bir formülü olduğunu söyleyemeyiz.
Bazı seçimler evin rahatlatıcı hissini arttırabilir,
bazıları donuklaştırabilir veya arzu etmediğimiz bir kalıba sokabilir. Bunun
için en iyisi sezgilerimize kulak vermeli ve ruhumuzu ferahlatan dokunuşları
yakalamaya çalışmalıyız. Elde etmek istediklerimiz için doğal bir vizyona ve
cesarete sahip olmalıyız.
Belli kalıplara sıkıştırılmış bakış açılarını bir kenara
bırakıp, nasıl hissetmek istediğimizin yol gösterici gücünü takip edersek,
insanın temel beğenilerini okşayan, sıcak ve konuksever hissettiren alanlar
oluşturma ihtimalimizi güçlendiririz.
Konunun özeti şu ki; içinde yaşamaktan en çok keyif
alacağımız ev, ev gibi görünen ev değil evimiz gibi hissettiren evdir. :)